Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7571 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 22428 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Karabük İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/07/2011NUMARASI: 2011/136-2011/237Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 149. maddesine göre icra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılması asıldır. Takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan o kişi hakkında da takip yapılması gerekir. Şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı vardır. Öte yandan TMK'nun 887. maddesi hükmüne göre, ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ise ipotek veren sonradan dahil edilmek suretiyle takip yapılabilir ise de, bunun aksi mümkün değildir. Diğer bir değişle asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek veren hakkında takip yapılamaz, sonradan asıl borçlunun dahil edilmesi suretiyle de takibin sürdürülmesi mümkün değildir. Mahkemece bu hususun re'sen nazara alınması gerekir.Somut olayda alacaklı ... tarafından dava dışı kredi borçlusu ... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı takip talebinin 5 numaralı bendinde ve bu talebe uygun düzenlenen icra emrinin 6 numaralı bendinde ipotek veren borçlu (şikayetçi) ... rehin veren olarak adı-soyadı ve adresinin yer aldığı kendisine gönderilen (6) örnek numaralı icra emrinin 23.11.2010 ve 07.02.2011 tarihlerinde tebliğ edilemeden iade edildiği görülmektedir. Bu durumda, malikin de borçlu olarak takip talebi ve icra emrinde gösterildiğinin kabulü gerekir. Aksi görüş, aşırı şekilcilik olup, hak kaybına sebebiyet verecektir.O halde, mahkemece, başvuru dilekçesinde ileri sürülen diğer itiraz nedenleri incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken rehin veren borçlu hakkında takip yapılmadığı gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.