Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 751 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 19464 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Bursa 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/12/2008NUMARASI: 2008/551-2008/1045Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takibe karşı, borçlu vekilince itiraz edilerek, takibe konu edilen çeklerden ikisi için imza inkarında bulunulmuş, üçüncü çekle ilgili olarak ise ödeme itirazında bulunularak takibin iptali istenmiştir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda itiraza konu edilen tüm çeklerdeki imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, takibin durdurulmasına" dair verilen 25.12.2008 tarihli karar taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.Ancak, alacaklı vekilinin 26.2.2009 tarihli talebi üzerine mahkemece evrak üzerinde verilen 1.3.2009 tarihli ek kararla " TEB.Bursa Şubesi 5.6.2008 tarih, 0001073897 nolu YTL'lık çek yönünden ödeme belgesi bulunmadığı, bu çek yönünden takibin durdurulmuş sayılacağı...tavzih olunur." şeklinde tavzih kararı verilmiş ve anılan tavzih kararının borçlu vekili tarafından temyize konu edildiği anlaşılmıştır.HUMK.nun 455.maddesinde "Hüküm müphem ve gayrı vazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse, icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakızın refini isteyebilir" hükmü yer almaktadır. Yasa maddesinde öngörüldüğü üzere, açık olmayan veya çelişkili fıkraları kapsayan hükümlerin tavzihi istenebilir. Hakim verdiği hüküm ile bağlıdır. Hakimin,sonradan hükmün yanlış olduğu veya kararda eksik hususlar bulunduğu kanaatine ulaşsa bile hüküm temyiz edilip bozulmadıkça veya yargılamanın iadesine karar verilmedikçe verdiği kararı değiştiremiyeceği gibi, unutulan bir husus hakkında karara sonradan ekleme yapması veya bu konuda ek bir karar vermesi mümkün değildir.Somut olayda, mahkemece verilen karar temyiz yoluna gidilmeksizin kesinleşmiştir. 25.12.2008 tarihinde verilen karar kesin hüküm halini aldığından bu haliyle hakim verdiği kararı yeniden inceleme konusu yapamaz. Hakim re'sen unutulan (çeklerden biri için ödeme itirazıyla ilgili) bir hususta asıl hükmü değiştirecek ve kesin hükmün sonucunu ortadan kaldıracak şekilde karar veremez. Zira kesin hüküm; kararı veren mahkeme de dahil diğer tüm mahkemeleri bağlar. Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde tavzih kararı tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup 11.03 2009 tarihli tavzih kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.