Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 746 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 9288 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı arafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından 30.01.2009 ödeme tarihli, 10.000 TL bedelli ve 31.11.2008 ödeme tarihli, 15.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulü ile takibin İİK'nun 169/a-5. maddesine göre durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.1) Alacaklının 30.01.2009 ödeme tarihli 10.000,00 TL bedelli bono yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;İİK'nun 170/b maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır."Aynı Yasanın 33-a/1. maddesi hükmüne göre de; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmas??na veya devamına karar verilir."Somut olayda; borçlu ... hakkında başlatılan ve kesinleşen takipte zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edildiğine göre, mahkemece, İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmayacağından yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366 ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA,2) Alacaklının 31.11.2008 ödeme tarihli 15.000,00 TL bedelli bono yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Takibe konu senedin düzenleme tarihine göre uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 688/6. maddesi gereğince, senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun'un 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak, idari birim adı (..., ilçe, .., köy gibi) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senedi tanzim eden için geçerli olup, TTK’nun 614.maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistin adresinin senette yazılı olması hali yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.Ayrıca, 14.12.1992 tarih ve 1991/1 E.-1992/5 K. sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurul kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan tanzim yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir.Somut olayda, takibe konu senedin incelenmesinde, tanzim yerinin bulunmadığı, tanzim edenin ismi yanında da bir idari birim adı olmadığı görülmektedir. Bu durumda, takip dayanağı bonoda tanzim yeri unsuru bulunmadığından anılan belge kambiyo senedi vasfı taşımamaktadır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge üç yıllık zamanaşımına tabi olmayıp 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabidir ve on yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı sürelerinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.