MAHKEMESİ: Alanya İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/04/2009NUMARASI: 2009/401-2009/706Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alanya İcra Mahkemesi'nin 2008/517 esas, 2009/27 karar sayılı, 20.01.2009 karar tarihli ilamı ile, çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle, İİK. nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca borçlular yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK. nun 33/a-2.maddesi uyarınca; “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” Buna göre icra mahkemesince zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi ile icra takibi son bulur. Ancak, bunun için alacaklının İİK. nun 33/a-2.maddesine göre yedi gün içinde dava açıp açmayacağı beklenmelidir. Dava için maddede öngörülen yedi günlük sürenin bitimine kadar icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklı bu süre içinde dava açarsa, bu davanın sonucuna kadar takip durmaya devam eder. Alacaklı bu davayı kazanır ise duran icra takibine devam edilir. Kaybetmesi veya yedi gün içinde dava açmaması halinde ise alacağın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder ve icranın geri bırakılması kararı, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğurur. Bir diğer anlatımla dosyada mevcut hacizler kalkar.(Prof. Dr. Baki KURU İcra ve İflas Hukuku C.3,5.2300-2301)Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan yasa hükmü ve ilkeler doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak, oluşacak sonuca göre, borçluların hacizlerin kaldırılması istemleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve İİK. nun 33/a-2.maddesi hükmü gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.