Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7399 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 3700 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Çorlu İcra MahkemesiTARİHİ: 20/10/2005NUMARASI: 2005/329Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :T.T.K.’nun 678-687.madde hükümleri, düzenleme senede dahil olma ve ödeme yerleri değişik devletlerde bulunan veya muhatap, ciranta veya bunların kefilleri gibi sorumlulukları farklı uyruklara tabi poliçelerde birçok yönden hangi devlet kanununun uygulanacağını göstermektedir. Nitekim M.Ö.H.U.K.’nun 1.maddesi yukarıda açıklanan madde hükümleri ile ilgilidir. Örneğin M.Ö.H.U.K. 8/2’nin “milli hukukuna göre ehliyetsiz olan bir yabancı Türk Hukukuna göre ehil ise Türkiye’de yaptığı hukuki işlemlerle bağlıdır” şeklindeki açıklaması T.T.K.’nun 678/2’ye uygundur. Milli kanun veya bu kanunun yollamada bulunduğu başka bir devlet kanununun ehil saymadığı bir kimse poliçenin imzalandığı memleket kanununa göre ehilse poliçeden sorumlu olur. Öncelikle poliçenin düzenlendiği veya imzalandığı ve imzacıyı ehil sayan yer kanunu uygulanır. T.T.K.’nun 730/21.maddesindeki yollama ile çeklerde de uygulanması gereken 678, 680 ve 681 maddesinin tatbiki için öncelikle poliçe hukukuna ait yollama kurallarının mı, yoksa çek hukukuna ait yollama kurallarının mı uygulanacağı hususunda özellikle de senette poliçe mi, çek mi yazılı olduğunun tesbiti gerekir. Bu olmadığı veya yabancı dilde kullanılan kavram açık değilse senedi keşidecinin imzaladığı yer hukuku esas alınarak senedin öncelikle çek veya poliçe olduğu tesbit olunur (T.T.K.’nun 682/11, 733). Bundan sonra da T.T.K.’nun poliçe ile ilgili 678 veya çek ile ilgili 731 ve müteakip maddelerinde yer alan yollama kurallarının uygulanması gerekir. T.T.K.’nun 731 ve müteakip maddelerinde yer alan kanunlar ihtilafı normları, sadece çek hukukuna ilişkin hususlara uygulanır. Kambiyo ilişkisinin altında yatan asıl borç ilişkisine uygulanmaları ise sözkonusu olmadığından bu ilişkiden doğan ihtilaflarda M.Ö.H.U.K. hükümleri esas alınarak çözümlenir (M.Ö.H.U.K. 24). T.T.K.’nda da çek ile ilgili kanun ihtilaflarını düzenleyen maddelerde, milletlerarası yetkili mahkemeyi, yabancı mahkeme kararlarının tanınmasını düzenleyen kurallar yoktur. Bu durumda konuya M.Ö.H.U.K. 27 ve devamı hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanunun özel olarak düzenlendiği TTK.nun 732 ve 733.maddelerinde ise, çekten doğan taahhütlerin neticeleri bu taahhütlerin vukubulduğu yer, yani keşide yeri memleket kanununa göre tayin edileceği hüküm altına alınmıştır. Çek üzerindeki her beyan müstakil bir şekilde kurala bağlanır, dolayısıyla duruma göre bir çek hakkında muhtelif ülkelerin hukukları uygulanabilecektir. Çek üzerindeki bir taahhüdün şekli ve hükümleri arasında bir ayırım yapmak gerekir. Çek imza yeri veya ödeme yeri kanununa tabi kılınmış olabilir. Müracaat borçlularının beyanlarının hükümleri de aynı şekilde imza yeri kanununa göre tesbit edilir (Prof.Dr.Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, s.1369).Hakim, Türk Kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku resen tesbit edip uygulamak zorundadır. Ayrıca, yabancı hukukun muhtevasının tesbitinde de tarafların yardımını isteyebilir. Tüm bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde; Takip dayanağı çek yabancı dilde düzenlenmiştir. Bu durumda Mahkemece, İngilizceyi, bu belgenin imza edildiği ülke ile ödeme yeri ülkesinin hukukunu inceleyebilecek yeterlikte bilen ve özellikle üniversiteden Ticaret ve Kambiyo Hukuku dalında bir hukukçu bilirkişiye inceleme yaptırılarak bu belgedeki kayıtların kambiyo hukukundaki karşılıkları ile açıklayacak bir rapor alındıktan sonra T.T.K.’nun 731 ve müteakip maddeleri ile M.Ö.H.U.K.’nun 2.maddesi hükümlerine göre değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, çekin unsurlarının resen belirlenmesi kuralı da (İİK.170/a) gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.