Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7395 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 32348 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/10/2012NUMARASI: 2012/476-2012/1243Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE; 2- Alacaklının temyiz itirazlarına gelince : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın tamamı borçlu adına kayıtlı olup, tapu kaydında İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, Mimarsinan köyü, 3842 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün konut olduğu görülmektedir. Temyiz olunan karara mesnet yapılan bilirkişi raporunda; taşınmazın değerinin 200.000,00 TL ve borçlunun haline münasip meskeni, taşınmazın bulunduğu civarda veya başka civarda 130.000,00-150.000,00 TL'ye edinebileceği rapor edilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük, haline münasip meskeni edinebileceği miktarın da belirlenmemesi doğru görülmemiştir. Ayrıca bilirkişinin borçlunun haline münasip evi alabileceği değeri de kesin rakam olarak belirtmediği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş; öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları getirtildikten sonra, zabıta araştırması yaptırılarak bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri sosyal ve ekonomik durumları tespit edilip, bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun açıklandığı üzere bulunduğu yerden daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük, haline münasip meskeni edinebileceği değerin belirlenmesi gerekir. Bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, HMK.nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresinin yazılması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne ayrkırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.