Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7395 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4125 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : İzmir 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/12/2009NUMARASI : 2009/797-2009/1786Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekili kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, takip dayanağı bono altında borçluya atfen atılı bulunan imzanın borçluya ait olmadığını, borcunun da bulunmadığını icra mahkemesine süresi içerisinde verdiği dilekçe ile ileri sürmüştür.Mahkemece yaptırılan tek kişilik bilirkişi incelemesi sonucu verilen 17.11.2009 tarihli raporda bononun keşideci yerinde atılı bulunan borçlu imzasının keşideci borçlu ...eli mahsulü olmadığı sonucuna varılmıştır. Aynı raporun incelemeye verilen belgeler başlıklı kısmında senedin matbu bir senet olmadığı, yamuk şekilde kesildiği belirtilmektedir. Borçlu vekilinin bu hususa değinerek Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınması talebi, mahkemece yerinde görülmeyerek, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak borçlu vekilince temyiz dilekçesine ekli, Cumhuriyet Savcılığınca yaptırılan Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 11.1.2010 tarihli expertiz raporunda, takibe konu bononun, "senet dışında imzalanmış farklı bir belge iken, atılı imzadan faydalanılmak amacı ile renkli fotokopi yada bilgisayar ortamında renkli yazıcı yardımı ile mevcut matbu ibareleri basılarak senet görünümü verildiği, senet görünümündeki belgenin boş olan bölümlerinin isteğe uygun şekilde doldurulmasını müteakip kesilerek mevcut ebada getirildiği sonucuna varılmıştır." İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca bu rapora dayalı olarak alacaklı hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı görülmektedir. Ayrıca borçlu vekilinin yaptırdığı 16.12.2009 tarihli özel raporda da, 11.1.2010 tarihli polis laboratuvarınca verilen raporda varılan sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenlerle mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar arasındaki çelişkiler giderilmelidir. Borçlu imzasının borçlanma iradesi olmaksızın atıldığı, sonradan bono haline dönüştürüldüğünün saptanması halinde, takibe konu belge, TTK.nun 688/2.maddesinde belirtilen kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini içermeyeceğinden, takibin İİK.nun 170/a maddesine göre iptaline, aksi halde itirazın reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.