Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7370 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 32282 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 09/10/2012NUMARASI: 2012/9-2012/1083Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de: İİK.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde, iddia, pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir. Bir başka deyişle, İİK. nun 82.maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan müştekinin sosyal durumuna göre inceleme yapılıp paya isabet eden değerden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder. Somut olayda mahallinde yapılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde apartman niteliğinde bir binanın bulunduğu ve borçlunun kullandığı 14 nolu dairenin değerinin 130.000,00 TL edeceği ve borçlunun haline münasip olduğu belirtilmiştir. Haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın arsa vasfında olduğu, borçlunun 11/214 oranında hissedar olduğu ve kat irtifakı tesis edilmediği görülmüştür. Bu durumda bilirkişi tarafından taşınmazın tamamının değerinin belirlenerek değerin tamamı üzerinden borçlunun 11/214 oranındaki hissesine düşen miktarın hesaplanması gerekirken, fiili duruma göre borçlunun oturduğu dairenin değerinin belirlenmesi doğru değildir. Diğer yandan borçlunun haline münasip evin değerinin de tespit edilmediği görülmüştür. Bu nedenlerle anılan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş yukarıda yapılan açıklama doğrultusunda öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları getirtildikten sonra, zabıta araştırması yaptırılarak bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri sosyal ve ekonomik durumları tespit edilip, bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun hissesinin değeri ile İstanbul'un daha mütevazı bir semtinde haline münasip evi alabileceği değerin yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Tarafların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.