Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7270 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 25501 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ: Manisa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/07/2009NUMARASI: 2009/80-2009/226Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İ.İ.K.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince , borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; taşınmazın 60.000 TL edeceği ve borçlunun haline uygun olduğu bildirilmiştir. Meskeniyet itirazında bulunulan taşınmazın bulunduğu arsa 284 m² yüzölçümlü, şehir merkezine yakın ve belediyenin tüm imkanlarından faydalanabilen bir konumda olup, üzerinde bulunan iki eve nazaran daha değerli bir durumda olduğu bilirkişilerce de rapor edilmiştir. Borçlu Şadan Akengin taşınmazın tamamına malik olup, taşınmaz üzerinde bulunan 2 evden birinde ailesi çocuğu, anne, babası ile birlikte oturmaktadır. Diğer evde ise kimin oturduğu raporlar içeriğinden net olarak anlaşılamamıştır. Bilirkişi raporunda meskenin borçlunun haline münasip gayrimenkul olduğu belirtilmektedir. İcra mahkemesince arsanın evlerden daha değerli olduğu hususu da dikkate alınarak, borçlunun haline münasip evi daha ucuza alabileceği diğer yerlerin de nereleri olduğu da araştırılmak suretiyle borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz olup olmadığı ve gelir durumları da belirlenerek yukarıda 3. ve 4. paragraflarda belirtilen kıstaslar dahilinde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.