MAHKEMESİ: Manisa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/07/2009NUMARASI: 2009/136-2009/240Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun mahkemeye başvurusu, şikayete konu Manisa Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlı 707 ve 1579 ada 1 parsel sayılı taşınmazların 13.4.2009 tarihinde yapılan ihalelerin feshine yöneliktir. 21.4.2009 tarihinde harçlandırılan şikayet dilekçesinde borçlu vekili, müvekkiline yapılan tebligatların usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasında bulunmuş, mahkemece satış ilan tebligatının Tebligat Kanununun 16.maddesine aykırı olduğundan bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiş ancak ihalenin feshi istemi sair nedenlerle reddedilmiştir. İİK.nun 127.maddesi gereğince, satış ilanının birer sureti borçlu ve alacaklı dışındaki tapu sicilinde kayıtlı bulunan alakadarlara tebliğ zorunludur. Somut olayda şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebligatı "birlikte oturan kızı .... tebliğ edilmiştir. Mahkemece her ne kadar bu tebligat şekli TK.nun 16.maddesine aykırı bulunmuş ise de; HGK.nun 22.11.2000 tarih ve 2000/12-1684 sayılı kararında da benimsendiği üzere, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 16 ve Tebligat Tüzüğünün 22.maddelerinde, kendisine tebligat yapılacak şahıs adresinde bulunmadığı takdirde tebliğ, kendisi ile birlikte oturan ailesi efradından veya hizmetçilerinden birine yapılır. Bu durumda muhatabın adreste bulunmama sebebinin araştırılacağına ve tevziat saatinden sonra adrese döneceğinin saptanması halinde tebliğ işleminin tamamlanabileceğine dair anılan maddelerde, Tüzüğün 21.maddesindekine benzer bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçesinde yer verilen ve muhatabın adresten geçici olarak ayrılması halinde uygulanması gerekli olan 7201 Sayılı Kanununun 20.maddesinin somut olayla ilgisi yoktur. 7201 Sayılı Kanunun 16.maddesine göre muhatap adına ikamet adresinde yapılacak tebligatın geçerli olabilmesi için tebligat yapılan şahsın muhatapla birlikte aynı konutta oturması da zorunludur. Borçlu tarafından anılan adreste ikamet etmediği iddia edildiğine göre bu maddi olgu her türlü delille ispatlanabileceğinden mahkemece bu doğrultuda bir araştırma yapılmaksızın neticede yapılan tebligatın TK.nun 16.maddesine aykırı olduğunun tesbiti yerinde değildirAncak, borçlu ...adına çıkarılan satış ilanı tebligatının takip talebinde adı geçen diğer borçlu ....tebliğ edildiği tesbit edilmiştir. TK.nun 39.maddesinde "kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakadarları varsa muhatap namına kendilerine tebligat yapılamaz" denilmektedir. Tebilgatın aralarında menfaat çatışması bulunan ve hasım konumundaki diğer borçluya tebliğ edilmesi usulsüzdür. Borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Mahkemenin karar gerekçesinde satış ilanının borçluya usulsüz tebliğ edildiği de kabul edildiğine göre, salt bu nedenle dahi ihalenin feshine karar vermek gerekirken aksine düşüncelerle bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.