Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7193 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 26627 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Ankara 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/07/2010NUMARASI: 2009/914-2010/779Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlar Kanununun 135/2 maddesinde, borcun bir hüküm ile tesbit edilmesi halinde on yıllık zamanaşımının uygulanacağı, İcra ve İflas Kanununun 39/1 maddesinde ise ilama dayananan takibin son işlem üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Ancak, taşınmaz mülkiyetine ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar ile şahsın ve aile hukukuna ilşkin ilamlar zamanaşımına uğramaz. Somut olayda, alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.07.1999 tarih ve 1999/82 E. 1999/399 K. ilamı ile asıl davada borçlu yararına hükmedilen alacak kalemleri mahsup edilmek suretiyle karşılık davada bakiye kalan toplam 68.416,72 TL 'nin tahsili amacıyla 10.07.2009 tarihinde icra takibine geçilmiş ve örnek 4-5 nolu icra emri 13.07.2009 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili tarafından 17.07.2009 tarihli şikayet dilekçesinde zamanaşımı itirazı ile birlikte asıl davada müvekkili yararına hükmedilen alacak ve işlemiş faizin mahsubunun yanlış yapıldığını ve borçlarının bulunmadığı hususları ileri sürülmüştür. Alacaklı vekili dayanak ilamın hüküm tarihinden itibaren on yıl geçmeden önce takibe konulmasına karşın, borçlunun şikayet tarihi olan 17.07.2009 tarihi itibariyle asıl davadaki alacağı ve yargılama giderlerinin zamanaşımına uğradığını ileri sürdüğüne göre bu durumda borçlunun, ilamda asıl alacak davasında kendi lehine hükmedilen alacağın mahsubunun yanlış yapıldığını ileri sürerek takipte istenilen alacağa yönelik şikayeti ve zamanaşımı itirazı dinlenemez. Açıklanan nedenlerle mahkemece, borçlu şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.