Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7178 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 22817 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Adana 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/06/2011NUMARASI: 2011/400-2011/659Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takibe dayanak yapılan Adana 2. İş Mahkemesinin ilamında " ... TL. İş Güvencesi tazminatının, dava tarihinden itibaren 2822 sayılı yasanın 61/son maddesi gereğince işletme kredilerine uygulanan en yüksek banka işletme kredisi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiştir. Alacaklı da borçlu şirkete karşı 2004 tarihinde başlatmış olduğu takiple, asıl alacak için dava tarihi esas alınarak yıllık periyotlar dahilinde bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ile diğer alacaklar içinse yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünde bulunan alacaklarına haciz konmuş, buradan dosyaya gelen para 18.01.2006 tarihinde alacaklı vekili Av. K. Ş.'e ödenerek dosya infaz edilmiştir. Alacaklı vekili, 04.05.2011 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak dosyanın yenilenmesini, yeniden hesap yapılarak bakiye alacak için borçluya muhtıra gönderilmesini istemiş, icra müdürlüğünce talep üzerine işlem yapılmıştır. Alacağın ilama dayalı olması halinde takipte oran ve miktar belirtilsin veya belirtilmesin (faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden) Borçlar Kanunu’nun 113/2. maddesi uyarınca halin icabından anlaşılan durum gereği bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebilir.Borçlu tarafından icra mahkemesine verilen şikayet dilekçesinde; muhtırada hesaplanan faiz miktarına karşı çıkılmış olması sebebi ile sözü edilen şikayet, ilama aykırılık nedenine dayalıdır. HGK.nun 21.6.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere başvuru ilama aykırılık nedenine dayalı olduğundan süreye tabi bulunmamaktadır. Takibe dayanak yapılan ilamda, hükmedilen iş güvencesi tazminatının en yüksek banka işletme kredisi faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Kararın uygulanması gereken kısmı hüküm fıkrasıdır. HGK'nun 20.09.2006 tarih, 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, bu durumda mahkemece yapılacak iş, tarafların bildirdiği bankalardan hakkın doğduğu tarihten itibaren, birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarının sorulması ve dava tarihinden itibaren muhtıra tarihine kadar istenebilecek faiz miktarlarının gerektiğinde bilirkişi raporu ile belirlenmesi şeklinde olacaktır. BK. nun 84. maddesinin resen uygulanması gerektiğinden önceki ödemeler faize p edilerek hesaplama yapılmalı ve kalan ana para veya faiz miktarı belirlenmelidir. Mahkemece, taraflarca bildirilecek bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra bilirkişiye hesap yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken istemin yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.