Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 715 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 24318 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Takipte ipotek veren taşınmaz maliki olarak yer alan borçlu vekili, müvekkili aleyhine yürütülen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe karşı, icra mahkemesine başvurusunda özetle; - Müvekkiline hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediğini,- Asıl kredi borçlusunun takipte taraf gösterilmediğini,- Kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunu aksi düşünülse bile kefalet limitini aşar şekilde takip yapılmasının usulsüz olduğunu,- Yasal faiz yerine yüksek ve değişken oranlı faiz uygulandığını,- Asıl borçlu ve kefiller aleyhine ilamsız takip yapılmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağını,- Kredinin türünün tüketici kredisi olması halinde tüketici hükümlerinin uygulanması gerektiğini,- Takibe dayanak olan ipotek belgesinin gönderilmediğini,- İpotek belgesindeki tarihin yanlış yazılmış olduğunu belirterek takibin ve takibe konu taşınmazın satışının iptalini talep etmiştir.Mahkeme, şikayetçi borçluya hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediğinden bahisle icra emrinin iptaline karar vermiştir.Takip ve şikayet dosyasının incelenmesinde, takibe konu taşınmazın satışının 29.01.2015 tarihinde gerçekleştiği, iş bu şikayetin ise 19.04.2016 tarihinde yapıldığı görülmüştür.Her ne kadar, taşınmazını ipotek veren borçluya hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe girişilmesine dair şikayet süreye tâbi değil ise de, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, takibe konu alacağın teminatını teşkil eden ipoteğin satış işlemlerinin tamamlanıp kesinleşmesi halinde takibin amacı hasıl olduğundan artık bu aşamadan sonra takibin ve satışın iptali istenemez.İİK.nun 134/6. maddesi göre; “satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahara vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.”Somut olayda, ihalenin feshinin talep edilebileceği genel hak düşürücü süre olan 1 senenin dahi dolduktan sonra (yukarıda belirtilen iddialarla) şikayetçinin takibin ve/veya satışın iptalini talep etmesi mümkün değildir.O halde, Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.