MAHKEMESİ: Kocaeli 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/10/2012NUMARASI: 2012/376-2012/417Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Türk Medeni Kanunu'nun 684. maddesi uyarınca bütünleyici parça (mütemmim cüz), yerel adetlere göre asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmadığı için taşınmazdan ayrı (bağımsız olarak) haczedilemez. Eklentinin ise kural olarak taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Alacaklılar ana taşınmazı satmadan, orada bulunan eklenti niteliğindeki malları ( Medeni Kanunun 686. maddesine göre eklenti olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde ) ayrı ayrı haczettirip sattırabilirler. Çünkü, eklentinin taşınmaz yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılması mümkündür. Anılan hükmün uygulanabilmesi için mahcuzun Medeni Kanunun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini ta??ıması zorunludur. Somut olayda borçlu tarafından, haczedilen çelik konstrüksiyon yapının haciz işleminin yapılmış olduğu fabrikanın ayrılmaz parçası olduğu iddia edilmektedir. Mütemmim cüzün üzerinde bulunduğu arzın ayrılmaz parçası olabilmesi için tapuda kayıtlı olması zorunlu olmayıp, mütemmim cüzün yapısı gereği asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmaması gerekmektedir. Kocaeli 6. İcra Müdürlüğü tarafından keşif yapılmış, Makina Yüksek Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çelik konstrüksiyonun taşınmaza yanlardan çapraz bağlanarak stabil hale getirildiği belirtilmiştir. Bu nedenle şikayete konu çelik konstrüksiyonun yapı niteliğinde olup üzerinde bulunduğu arza tabi olduğu ve taşınmazın bütünleyici parçası olup taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceği anlaşılmaktadır.O halde, mahkemece, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin yukarıda belirtilen nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi yönde şikayetin reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.