Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7083 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 32177 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının 9 adet bonoya istinaden borçlular Of ... ile ... hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başladığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu ...’nun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, diğer itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra takipte Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiği, mahkemece, takibin Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına istinaden başlatıldığı ve ihtiyati haciz kararını veren yer icra dairelerinin de yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle; bonoya dayalı olarak borçluların ikametgahının bulunduğu yerden birinde yani genel yetkili icra dairesinde (HMK 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ve fakat 6102 sayılı TTK'nun 777/3. (6762 sayılı eski TTK.nun 689/3) maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.Somut olayda, diğer borçlu Of ....nin adresinin Şirinevler/İstanbul olduğu, ödeme emrinin de bu adreste borçlu Of ....’ye tebliğ edildiği görülmektedir.Dairemiz, takibe dayanak olan bonoya ilişkin ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin yargı çevresindeki icra dairesinde takip yapılmasını engeller bir hüküm bulunmadığı ve bu yerde takip yapılabileceği görüşünde iken, HGK'nun 15.01.2014 tarih ve 2013/12-476 Esas - 2014/5 Karar sayılı kararı doğrultusunda Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek İİK'nun 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK'nun 50. maddesi atfı ile HMK'nun genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği yönündeki görüş benimsenmiştir.O halde, mahkemece İİK’nun 50. maddesi atfı ile HMK’nun yetkiye dair hükümleri nazara alınarak borçlunun, diğer takip borçlusu Of ...’nin adresinin bağlı olduğu icra dairesinde takip yapılması gerektiğine dair yetkiye itirazının kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.