MAHKEMESİ: İstanbul 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/09/2012NUMARASI: 2012/285-2012/695Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının, borçlu aleyhinde kooperatif üyelik aidatına dayalı olarak başlattığı ilamsız icra takibinde borçlu vekili, borçluya yapılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunun 21. ve Tebligat Tüzüğünün 28. madde hükümlerine uygun olmadığı gibi müvekkilinin bahse konu adreste oturmadığı, adresin anne ve babasına ait olup, tebligatta haber verilen komşu isminde komşularının bulunmadığını, müvekkilinin daha sonra takipten haberdar olduğunu belirterek ödeme emri tebliğinin öğrenme tarihi olan 19/03/2012 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, dosya üzerinden yaptığı inceleme neticesinde, davacı-borçluya yapılan tebligatın Tebligat Kanunun 21 ve Tebligat Tüzüğünün 28. madde hükümlerine uygun olduğunu belirterek şikayetin reddine karar vermiştir.Somut olayda borçlu vekili şikayetinde, maddi vakıalara da dayanarak tebligat??n usulsüzlüğünü öne sürdüğüne göre, duruşma açılıp, ileri sürülen maddi vakıaların incelenmesi, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi zorunludur (HGK’nun 2003/12-600 Esas-606 Karar ve 22.10.2003 tarihli kararı). Diğer yandan, tebligatın yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesine göre muhatabın adreste neden bulunmadığı, komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorularak, tevziat saatinden sonra adrese geleceğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp tevsik edilmesi halinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılabilir. Somut olayda tebligatın, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılmasına rağmen Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddesinin uygulanmadığı, bir başka ifade ile muhatabın adreste bulunmama nedeninin kimden sorulduğu belli olmadığı gibi tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin belirlenip tevsik edilmediğinden yapılan tebligatın usulüne uygun olduğundan söz edilmesi mümkün değildir.Mahkemece eksik inceleme ile dosya üzerinde yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve usulsüz tebligat şikayetinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.