Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 702 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 19628 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İzmir 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/06/2010NUMARASI: 2010/782-2010/788Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinde ödeme emri, borçlu A. Ç 13.05.2010 tarihinde, Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre tebliğ edilmiştir. Muhatabın adreste bulunmaması halini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28.maddesinin birinci fıkrasında; "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir" hükmü yer almaktadır. Bu itibarla Tebligat Tüzüğünün 28.maddesi uyarınca muhatabın adreste bulunmama nedeni tevsik edilmeden Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersiz olmaktadır. Somut olayda tebliğ memuru, beyanını aldığı komşunun imzasını almadan veya imzadan çekinme durumunu belirlemeden muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlamıştır. Bu durumda anılan tebligatlar yukarıda yazılan ilkeler uyarınca usulsüz olup, Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebliğ tarihinin, borçlunun icra müdürlüğüne itiraz tarihi olarak bildirdiği 24.05.2010 olarak düzeltilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayetinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.