MAHKEMESİ: Bursa 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/06/2012NUMARASI: 2011/283-2012/581Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek usulsüz tebliğin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 22.02.2011 tarihinde aynı çatı altında birlikte oturan eşi Işık Kalaycıoğlu'na tebliğ edildiği görülmekte ise de, Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/628 Esas sayılı dosyasında Işık Kalaycıoğlu'nun katılan sıfatıyla 27.03.2012 tarihinde verdiği ifadesinde 2010 yılında eşi ile aralarında geçimsizlik başladığını, eşinin üç aylık çocukları olmasına rağmen müşterek haneyi terk ederek kendisini yalnız bıraktığını beyan ettiği dosyada bulunan nüfus kay??t örneğine göre müşterek çocuğun 28.06.2010 doğumlu olduğu yine taraflar arasında 15.04.2011 tarihinde Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi'nde boşanma davası açıldığı eşler arasında uzun süreli uyuşmazlık ve husumet bulunduğu dosya kapsamında bulunan belgelerden anlaşılmaktadır. Yine gerekçede geçen davacı-borçlunun vekiline verdiği 11.02.2011 tarihli vekaletnamedeki adres ile şikayet konusu ödeme emrindeki adresin apartman ve kapı numaraları bakımından farklı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda ödeme emri tebliğ olunan eş ile davacı arasında husumet olduğunun kabulü gerekir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi gereğince hasım olan eşe yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi de gözetilerek, borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK.nun 297.maddesinin 1.fıkrasının e bendi gereği gerekçeli kararın yazıldığı tarihin kararda belirtilmemiş olması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.