MAHKEMESİ: İstanbul 6. İcra MahkemesiTARİHİ: 31/01/2006NUMARASI: 2005/86-77Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu H. Ö vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;2) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince :Takip dayanağı 3.1.2005 keşide tarihli ve 11.800.000.000.TL. bedelli çek hamiline düzenlenmiştir. Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK. nun 598. ve 702. maddelerinde “senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılacağı” ön görülmüştür. Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde, dayanak çekin arka yüzünde ilk cironun R. Ş.’e ait olduğu ve onun cirosu ile takip yapan alacaklıya geçtiği görülmüştür. Borçlu R. Ş çekteki ciro imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek itiraz etmiştir.Alacaklı vekili , B. 32. Noterliğinin 10.3.2000 tarihli vekaletnamesini ibraz ederek ,ciro imzasının vekaleten K. konuk tarafından at??ldığını ileri sürmüştür.Anılan vekaletnamenin incelenmesinde ,borçlu R. Ş çek keşide ve ciro etme yetkisini de içerecek şekilde K. K’u vekil tayin ettiği tesbit edilmiştir.Bu vekaletname kapsamına göre K. K borçluyu ticari işlerinde ve bankalarda temsil etmektedir. Vekaletnamede öngörülen kapsamlı yetki nedeniyle K K’un borçlunun ticari mümessili olduğu kabul edilmelidir. Borçlar Kanununun 449. maddesine göre ticari mümessil bir ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir. Aynı kanunun 450/l. maddesinde de ticari mümessilin, hüsnüniyet sahibi 3. şahıslara karşı, müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesinin gayesine dahil olan bütün tasarrufları yapmak selahiyetini haiz sayıldığı belirtilmiştir. Ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisi iyiniyetli 3. kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyiniyetli 3. kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağı öngörülmüştür. (HGK. 30.1.1980 tarih 1979/1692 Esas, 1980/170Karar) Kaldı ki; Somut olayda borçlu tarafından vekile, açıkça çek düzenleme yetkisi verilmiştir. Çekin “vekaleten” imzalandığı yazılmasa dahi yukarıda açıklanan kurallara göre vekalet veren bu çekten dolayı sorumludur.Borçlu ciro imzasının K. K’a ait olmadığını da iddia etmediğine göre, Mahkemece açıklanan nedenlerle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin iptali isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.