MAHKEMESİ: Adana 3. İcra MahkemesiTARİHİ: 13/12/2006NUMARASI: 2006/629-775Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK'nun 40. maddesinin birinci fıkrasına göre takibe konu ilamın bozulması ile icra muameleleri olduğu yerde durur. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulupta aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade olunur.Somut olayda idare mahkemesine ait maddi ve manevi tazminat ilamı ve bu tazminatların işlemiş faizi ile birlikte mahkeme yargılama gideri ve mahkeme ücreti vekaleti (Bu kalemlere faiz istenmemiştir) ilamlı icra yolu ile takibe konmuş olup, bu takip nedeniyle gönderilen icra emrine karşı takip borçlusu manevi tazminat alacağına takip öncesi döneme ilişkin olarak faiz istenemeyeceğini ileri sürmüştür. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı bu başvurusu, işlemiş faizin ilama aykırı olduğuna yönelik olup, süresiz şikayete tabidir.Takibe konu ilamda manevi tazminatın 21.03.2003 tarihinden yasal faizi ile tahsiline hükmedildiği, ancak bu ilamın "manevi tazminata uygulanacak faizin başlangıç tarihi kısmının" 27.07.2006 takip tarihinden önce Danıştay 6.Dairesi'nin 26.12.2005 tarihli ilamı ile bozulduğu ve takip tarihine kadar bozma sonrasında yeni bir ilama hükmedildiğine göre, takip tarihi itibariyle ilamda icrası gereken manevi tazminata ilişkin bir faiz hükmünden bahsedilemez. Bu halde, ancak Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ilam tarihinden itibaren manevi tazminat alacağına faiz istenebilir.Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında yaptırılacak bir bilirkişi incelemesi ile işlemiş faiz miktarının tespiti gerekirken, Danıştaş bozma ilamında yazılı faiz başlangıç tarihi olan 25.12.2002 tarihinden itibaren manevi tazminat alacağına faiz yürüten bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,10.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.