Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6964 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 26478 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/06/2010NUMARASI: 2010/521-2010/618Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, borçlu .....'e ait taşınmazın ihalesi 20.04.2010 tarihinde yapılmış olup, borçlular vekili 07.05.2010 tarihinde icra mahkemesine gelerek, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.Borçlulardan ........'e icra emri, kredi sözleşmesindeki (..... Sitesi No:..... Ankara) adresine Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılmış, yine ilk kıymet taktir raporu da aynı adreste daimi işçisine tebliğ edilmiş, satış ilanı da aynı adrese çıkarılmış olmakla beraber adres yetersizliğinden bahisle bila tebliğ iade olunmuş bu defa satış ilanı tebliği Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre sözü edilen adrese yapılmıştır. İcra emri tebligatı, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılmışsa da, Tüzüğün 28. maddesinin uygulanmadığı görülmektedir. Tüzüğün anılan maddesine göre, muhatabın adreste neden bulunmadığının, komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları gibi kimselerden sorularak, tevziat saatinden sonra adrese gelindiğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp belgelenmesi halinde 21.maddeye göre yapılan tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığından söz etmek mümkündür. Bu nedenle yasal prosedür yerine getirilmediğinden icra emri tebliği usulsüzdür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi gereğince, muhatabın adresinde bulunmaması halinde, tebligat, kendisi ile birlikte oturan ailesi efradından veya hizmetçilerinden birine yapılabilir. Somut olayda borçlu ......'in ikamet adresine gönderilen kıymet taktir raporu, "daimi işçisine" tebliğ edilmiştir. Ancak daimi işçiye yapılan tebliğ işlemi de anılan madde hükmüne aykırı olup, usulsüzdür. Bu durumda daha önceden usulüne uygun olarak tebligat yapılamayan adrese, bu aşamadan sonra Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi de yasa hükümlerine aykırıdır. Diğer borçlu ....... Med. İnş. Taah. Eğt. ..... San. Tic. Ltd. Şti'nin, 25.02.2007 tarihli ilk kıymet taktir işlemine vekili vasıtasıyla İcra Mahkemesi nezdinde itiraz ettiği takip dosyasındaki Ankara 2.İcra hukuk Mahkemesi'nin 19.7.2007 tarih ve 2007/372 E-20077458 K sayılı kararından anlaşılmaktadır. HUMK'nun 62. ve 68. maddelerinde, Avukatlık Kanunu 41. ve Tebligat Kanunu'nun 11. maddelerine göre vekille temsil edilen işlerde her türlü tebliğin vekile yapılması zorunludur. Satış ilanı borçlu vekili yerine asile çıkartılmış olup, bu tebliğ işlemi de hüküm ifade etmeyeceğinden, satış ilanı tebliği de usulsüzdür. Diğer yandan satıştan önceki son kıymet taktir raporunun da borçlulara tebliğ edilmediği görülmektedir. İİK.nun 134/4. maddesine göre satış ilanı tebliğ edilmemiş ise şikayet müddeti ihaleye ıttıla tarihinden itibaren başlar. Borçlulara yapılan satış ilanı tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan ve borçlular usulsüz tebligata 03.05.2010 tarihinde muttali olduklarını beyan ettiklerinden bu tarihe göre yapılan başvuru süresindedir.Açıklanan nedenlerle mahkemenin, şikayeti süreden reddi doğru olmadığı gibi, yukarıda açıklanan duruma göre kıymet taktiri raporu tebliğ edilmeden ve satış ilanı tebliğ işlemi de usulüne uygun yapılmadan ihalenin gerçekleştirilmesi nedeniyle ihalenin feshine karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin süre yönünden reddine dair karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.