MAHKEMESİ: Trabzon İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/06/2006NUMARASI: 2005/11-2006/467Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Anayasanın 4709 sayılı yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bir başka anlatımla, henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanmaz. Bu oran kararın kesinleşme tarihinden sonrası için hesaplamada dikkate alınacaktır. (HGK.nun 06.07.2005 tarih ve 2005/12-471 sayılı kararı)Bu durumda, mahkemece dayanak ilamın kesinleşme tarihi sorulup tespit edilmeli, kesinleşme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 1. maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46. maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmelidir.Somut olayda dayanak ilamın kesinleşme tarihi 07.08.2005 olup ve şikayete konu hesap tablosunun düzenlendiği 01.01.2005 tarihinde henüz ilam kesinleşmediğine göre, kamulaştırma alacağına ilamda faiz başlangıç tarihi olarak belirlenen 07.11.2000 tarihinden hesap tablosunun yapıldığı 01.01.2005 tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 1. maddesi uyarınca yasal faiz hesaplanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise ilamın kesinleşme tarihinin 18.07.2003 olarak kabul edilerek bu tarihe kadar 3095 sayılı kanunun 1. maddesi faiz oranları ve Anayasa Mahkemesinin 22.1.2004 tarih ve 2003/41 E. 2004/4 K. sayılı kararı ile iptal edilmesine rağmen 01.04.2003-18.07.2003 dönemi için 2003 yılı Bütçe Kanununun 51/t maddesinde düzenlenen faiz oranına, 18.07.2003 tarihinden itibaren ise kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranlarına göre hesaplama yapıldığı tesbit edilmiş olup bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde, mahkemece şikayetin yukarıdaki kurallara göre değerlendirilip sonuçlandırılması gerekirken bu ilkelere uygun olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.