Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 694 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 20163 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Zile İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/03/2010NUMARASI: 2008/52-2010/22Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı İİK.nun 257/2.maddesinde yazılı sebeplerden birine dayanarak müeccel bir alacağı için ihtiyati haciz kararı alır ve kararı İİK.nun 261.maddesine göre icra ettirip borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurursa, müeccel borç, sadece borçlu bakımından İİK.nun 257/3.maddesi hükmüne göre muaccel hale gelir. Bundan sonra borçlu artık borcun vadesinin gelmediği itirazında bulunamaz. (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı sh.885)TTK.nun 690.maddesinin göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 592.madde hükmüne göre, açığa imza atılmak sureti ile tanzim olunan senet, anlaşmalara aykırı doldurulduğu ispat edilmedikçe geçerli sayılır.Somut olayda ihtiyati haciz kararına dayalı olarak 15.7.2008 vadeli 7000 ve 3150 TL miktarındaki bonolara istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 14.7.2008 tarihinde takip başlatılmıştır. Keşideci borçlu vekili süresi içerisinde icra mahkemesine verdiği dilekçede takibe konu bonoların takip tarihi itibariyle vadeleri gelmediğini, bonolarda isim ve tanzim tarihlerinin sonradan doldurulduğunu, bono niteliği taşımadığını, 3150 TL lık bononun tanzim tarihinde tahrifat yapıldığını iddia ederek takibin iptali isteminde bulunmuştur. Mahkemece aldırılan 13.2.2009 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, bonolardaki tanzim tarihi ve alacaklı isimlerinin diğer yazı ve imzalardan farklı kalemle yazıldığı, 3150 TL'lık senetteki tanzim tarihinin imzadan sonra yazıldığının tespit edildiği, ancak 7000 TL'lık senet bakımından bir tespite gidilemediği bildirilmiştir. İcra mahkemesi, takibin iptali kararının gerekçesinde anılan Adli Tıp raporunu esas almış, 3150 TL'lık senetteki tanzim tarihinin senedin imzalanmasından sonra yazıldığını ve takibin başlangıcında yer alan ihtiyati haciz kararının daha sonra kaldırıldığını belirtmiştir.Yukarıda açıklanan ilkeler ve İİK.nun 257/2-3. ve 261.maddeleri uyarınca takip geçerli bir ihtiyati haciz kararına dayalı olarak başlatılıp, ihtiyati haciz kararı icra edildiği için, takip tarihinde vadesi gelmemiş borç, borçlu bakımından muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz üzerine kararı veren Zile Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.3.2009 tarihli kararı ile ihtiyati haczin kaldırılması sonuca etkili değildir.Öte yandan takibe konulduğu anda bonoların tüm unsurlarının bulunduğu çekişmesizdir. Bono açığa imza atılmak suretiyle düzenlenebileceğinden bonoların anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu borçlu tarafça kanıtlanamamıştır.Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.