Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6906 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 26412 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Düzce İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 13/07/2010NUMARASI: 2010/231-2010/397Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 4822 Sayılı Kanunun 15.maddesi ile değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10.maddesine göre; "tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacı ile kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir". Aynı maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde; "tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez" hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen kefilden kasıt adi kefil olup BK.nun 486/1.fıkrasına göre adi kefilin borç ile sorumlu olması ancak kefalet sözleşmesinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkındaki icra takibinin alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de icra takibinin imkansız hale gelmesine bağlıdır. 4077 Sayılı Kanunun 10.maddesinin ikinci fıkrasında yazılı olan "kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" hükmü önce asıl borçlu aleyhinde icra takibi yapılması bu takibin BK.nun 486/1.fıkrası kapsamında semeresiz kalmasından sonra sözleşme kefili aleyhinde icra takibi yapılabilmesi olarak yorumlanmalıdır. Bu hüküm 4077 Sayılı Kanunu değiştiren 4822 Sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 14.3.2003 tarihinden sonra yapılan tüketici kredisi sözleşmeleri için geçerlidir. 4077 Sayılı Kanunun 10.maddesi kapsamında olan tüketici kredisi sözleşmelerinin kefilleri yönünden İİK.nun 68/b maddesinin uygulanma kabiliyeti yoktur. 4077 Sayılı Kanunun konuluş amacı dikkate alındığında kefil bu hususu şikayeti süreye tabi değildir. Yukarıda belirttiğimiz ilkeler uyarınca alacaklının tüketici kredisinin asıl borçlusu hakkında takip yapıp bu takip semeresiz kalmadan kredi sözleşmesi kefili Nevzat Laleli hakkında icra takibi yapılması mümkün değildir. 4077 Sayılı Kanunun 10.maddesinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle hesap kat ihtarına süresinde itiraz edilmemesi sonucunda hesap özeti borcunun İİK.nun 68/b maddesi gereğince kesinleştiğinden söz edilemez. O halde mahkemece alacaklıya duruşma günü tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra takip dayanağı kredi sözleşmesi getirtilip incelenerek yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve ilkeler dikkate alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/04/20111 gününde oybirliğiyle karar verildi.