MAHKEMESİ : Malatya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/01/2013NUMARASI : 2013/11-2013/26Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 03/06/2013 tarih, 2013/11950 Esas - 2013/20497 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotekli taşınmazı alacağa mahsuben satın alan ihale alıcısı alacaklının, katma değer vergisinden ve diğer harç ve vergilerden muaf olduğunu belirterek söz konusu vergilerin alınmamasına dair taleplerinin reddine ilişkin müdürlük işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, KDV yönünden yargı yolu nedeniyle; tellaliye hakkındaki şikayetin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/3-d maddesine göre; müzayede mahallerinde yapılan satışlar Katma Değer Vergisine tabidir. Burada satılan malın ait olduğu kişinin KDV mükellefi olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Kanun koyucu tarafından bu yerlerdeki satışlar özel olarak KDV'ye tabi tutulmuştur. KDV Kanunu'nun 40.maddesine 4108 Sayılı Kanunla eklenen (5) numaralı fıkra ile Kanunun 17. maddesinin 1.fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, sadece vergiye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemler için beyanname verdirme, beyanname yerine kaim olmak üzere işleme esas belgeleri kabul etme, bu mükelleflere ait verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Maliye Bakanlığı'na yetki verilmiş bulunmaktadır. Söz konusu yetki çerçevesinde Kanunun 1/3-d maddesi uyarınca müzayede yoluyla satış yapan icra dairelerinin, bu satışlarıyla ilgili KDV'nin beyan ve ödenmesi ile ilgili işlemleri, KDV genel tebliğlerinde yer alan açıklamalara uygun yürütülür. Bu bağlamda 48 seri no'lu KDV genel tebliğinin (D) bölümünde, icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu düzenlemesi yer almaktadır.Her ne kadar Dairemizin önceki içtihatlarında, KDV'nin tarh ve tahakkuk işlemleri, anılan verginin mükellefi sıfatı ile yapılmakta olduğundan, bu işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yerinin vergi mahkemeleri olduğu belirtilmiş ise de; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 11.03.2013 tarih ve 2012/182 Esas 2013/321 Karar sayılı ilamında özetle; KDV ve damga vergisine ilişkin şikayetin, icra müdürlüğünün tesis ettiği bir işlemden kaynaklandığı, mahkemece incelemenin, icra dosyasından yapılarak anılan işlemin kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar verileceği belirtilmek suretiyle uyuşmazlığın adli yargılanmanın bir parçasını oluşturduğundan adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, KDV’ye ilişkin işlemin kaynağı İcra Müdürlüğünün tesis etmiş olduğu karara ilişkin olduğundan, işlemin yasaya uyarlılığı, şikayet yoluyla, İcra Mahkemelerinin denetiminde olduğunun kabulü gerekir.Yukarıda açıklanan olgular karşısında Dairemizin değişen içtihadına göre KDV’ye ilişkin şikayetin icra mahkemelerinde incelenmesi gerektiğinden mahkemece, (alacaklının sadece KDV yönünden karar düzeltme isteminde bulunduğu dikkate alınarak) KDV hakkındaki şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken istemin yargı yolu nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 03/06/2013 tarih ve 2013/11950 Esas - 20497 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.