MAHKEMESİ: Edremit İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/04/2010NUMARASI: 2009/436-2010/121Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Taşınmazını ipotek veren borçlu ..., kendisine ödeme emri tebligatı ile kıymet takdiri tebligatının aynı zamanda ve usulsüz yapıldığını, tebligattan haberdar olduğunda kıymet takdirine itiraz ettiğini, henüz bu itiraz sonuçlanmadan, yani kıymet takdiri kesinleşmeden ihalenin yapıldığını, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan satış ilanı tebligatının da bilinen en son adrese yapılmadığından usulsüz olduğunu belirtip, ihalenin feshini istemiştir. Ankara 22. İcra Müdürlüğü'nün 2008/2492 sayılı takip dosyasında, şikayetçi borçluya ödeme emri ve kıymet takdir raporu 12.06.2009 tarihinde aynı gün çıkartılmış, tebligatın çıkartıldığı ipotek akit tablosunda ve kredi sözleşmesinde yer alan "... cadde, .... Sitesi, No: 8/23 ....../Ankara" adresinde borçlunun bulunmadığı muhtarlık kaşesi ile belirlenerek, tebligat, muhtarlığa bırakılan "....Mah. .... Cad. No: ... ..../Ankara" adresine sevk edilmiş, ancak borçlunun bu adresten de ayrılmış olduğunun ... mahallesi muhtarlığının 13.06.2009 tarihli kaşesi ile tesbit edilmesi üzerine "......mahallesi 1. cadde no: ..../B ....../Ankara" adresine sevk edilmiş, bu adreste muhtarlık kaydı bulunarak Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre 15.06.2009 tarihinde tebliğ işlemi gerçekleştirilmiştir. İcra dosyasında yapılan bu tebliğlere ilişkin tebligat parçaları arkasındaki şerhlerle, artık borçlunun bilinen en son adresi " Mah. 1. Cadde no: ../B ..../Ankara" olduğu halde, ipotek akit tablosunda yazılı adrese satış ilanının tebliğe çıkarılması, iade dönmesi nedeniyle terk edildiği bilinen bu adreste 35'e göre tebliğ işleminin gerçekleştirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Her ne kadar borçlu, satış tarihinden haricen 02.10.2009 tarihinde haberdar olduğunu bildirmiş ise de, aynı tarihte kıymet takdirinden de haberdar olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz ettiği, kıymet takdirine itiraz ise 09.10.2009 tarihinde red ile sonuçlanmış olup, bu tarihten 12.10.2009 1. artırma tarihine kadar geçen 3 günlük süre, borçlunun artırma nedeniyle menfaati yönünde yapacağı hazırlık ve çalışmalar için yeterli ve uygun bir süre değildir. Nitekim 1. artırmaya katılan olmamış, ihale, 2.artırma gününde gerçekleşmiştir. İhale bir bütün olup, satış 2. artırmada gerçekleşmiş olsa bile artırmanın sağlıklı yapılmamış olması ihalenin feshini gerektirir. O halde, yukarıdaki olgular değerlendirilerek 22.10.2009 tarihinde yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.