Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6806 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 25274 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Denizli 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/06/2010NUMARASI: 2009/1143-2010/470Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : TTK’nun 662.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Ticari işlemlerin itimat, itibar ve sürat gibi özellikleri nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nda daha kısa süreli zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup, Borçlar Kanunu’ndaki zamanaşımı süreleri burada uygulanmaz. Anılan maddede:Dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zamanaşımını kesmez. (TTK.669 vd.md.). Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Zira açılmış bulunan davanın, HUMK’nun 237.maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir. (12.HD.07/04/1983-1439 K.-2701 E.).Kanundaki dava tabirinden maksat sadece eda davalarıdır.Bu bağlamda yukarıda belirtilen nitelikte olmayan davalar ve takip işlemleri zamanaşımını kesmemektedir. (İstihkak, izale-i şuyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb. nitelikte davalar).Takip dosyasında, alacaklının cebri icrayı kesintisiz sürdürme iradesini göstererek, borçlunun haczi kabil hiçbir malın bulunmadığının tespiti gerekir. Bu halin kesin aciz vesikası ile belirlenmesi halinde, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesiyle borç zamanaşımına uğrar (17.07.2003 tarih ve 4949 Sayılı Yasa ile değişik İİK’nun 143.maddesinin altıncı fıkrası).Somut olayda, alacaklı 30.10.2006 tarihinde borçlunun murisinden kalan taşınmazlar için izale-i şuyu davası açmış olup, bu dava zamanaşımını kesmeyeceği gibi alacaklının alacağını üçüncü kişiye temlik etmesi de zamanaşımını kesmez. O halde, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.