Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6756 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 2081 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul 19. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/08/2010NUMARASI: 2010/257-2010/1487Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 28.06.2011 tarih, 2011/15043 Esas, 2011/13589 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibe karşı borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usülsüzlüğünü ileri sürerek, usulsüz tebliğ işlemini 12.02.2010 tarihinde öğrendiğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi hükümlerine uygun olarak yapıldığı belirtildikten sonra, takip dayanağı bonolarda keşidecilerin isimleri yanında idari birimi içerir şekilde adres bulunduğu, bunun yeterli olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, bu kararı dairemizce onanmıştır. HGK.'nun 08.10.2008 tarih ve 2008/12-536-574 sayılı kararında da belirtildiği üzere 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23. maddesinin 4829 Sayılı Kanunla değişik 8. bendi gereğince "tebliğ evrakı kime tebliğ edilmiş ise onun imzası ile, tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını taşımak zorundadır.Somut olayda, şikayetçi borçlu adına gönderilen ödeme emri tebligatının tebliğ şerhinde, tebliği yapan memurun ad ve soyadının yer almadığı görülmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere kanunda gösterilen şekil, tebliğ işleminin geçerlilik koşulu olup bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. Bu durumda borçlu adına gönderilen ödeme emrinin tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, borçlunun bildirdiği tarihten önce tebliğe muttali olduğu da iddia ve ispat edilemediğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre, borçlunun bildirdiği tarih olan 12.02.2010 tarihi tebliğ tarihi sayılacağından, buna göre borçlunun 16.02.2010 tarihli başvurusu süresindedir. TTK.'nun 688/6. maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı kanunun 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun tanzim edenin ad ve soyadının yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. H.G.K.'nun 02.10.1996 tarih ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tanzim yeri olarak idari birim adının yazılması yeterli ve zorunlu olup, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır. Kambiyo takibine konu edilen 04.04.2009 vade tarihli 15.000 TL bedelli bonoda; tanzim yeri "Gedikpaşa/Beyazıt" olarak gösterilmiştir. Gösterilen bu yer bir semt ismi olup idari birimi içermemektedir. Bu durumda, anılan belge kambiyo senedi niteliği taşımadığından, mahkemece bu bono yönünden İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar vermek gerekirken, idari birimi içerir adres bulunduğu gerekçe yapılarak istemin reddi doğru olmayıp, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, şikayetçi borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 28.06.2011 tarih ve 2011/15043-13589 sayılı onama kararının kaldırılmasına mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.