Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6707 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 26486 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Marmaris İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/07/2010NUMARASI: 2010/184-2010/219Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu, aleyhinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, örnek 7 ödeme emrinin, şehir dışında bulunduğu bir tarihte tebliğ edildiğini, tebligatın usulsüz yapıldığını ve tebligattan 20.04.2010 tarihinde haberdar olması üzerine borca itirazını süresi içinde icra dairesine bildirdiği halde, icra müdürlüğünce, süresinde yapılmadığı gerekçesiyle itirazın reddedildiğini, tebligatın usulsüz yapıldığını, bu nedenle öğrenme tarihinin tebligat tarihi olarak tespitini talep etmiş, mahkemece ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21. ve Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddelerine göre usulüne uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır...." Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesinde ise, “Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir...” Tebligat Kanunu' nun 32. maddesinde ise, “tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükmüne yer verilmiştirSomut olayda, borçluya gönderilen örnek 7 ödeme emri, 20.04.2010 tarihinde "muhatap tebliğ anında şehir dışında bulunduğundan ve beyanı veren .... imzadan imtina ettiğinden, .... mahallesi muhtarına teslim edilmiştir. Yukarıda yazılı yasal düzenlemeler karşısında, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönmeyeceği tebligat parçasından ve borçlunun icra mahkemesine ibraz ettiği otobüs biletlerinden anlaşıldığından, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılması usulsüzdür. O halde mahkemece, borçlunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti kabul edilerek öğrenme tarihinin tebligat tarihi olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.