Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6691 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 22054 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Artova İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/05/2011NUMARASI: 2011/4-2011/11Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu, 25.04.2011 havale tarihli dilekçesinde özetle, daha önce aynı takip ile ilgili olarak zamanaşımı iddiasında bulunarak icranın geri bırakılmasını talep ettiğini, Artova İcra Hukuk Mahkemesince davasının kabul edilerek 05.01.2011 tarihinde icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, bu karara rağmen aynı takip dosyasında yeniden ödeme emri gönderildiğini, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 25.05.2011 tarihli duruşmada borçluya dilekçesi açıklattırılmış, borçlu beyanında takibe konu senedin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle dava açtığını ileri sürmüştür. Somut olayda, borçlu tarafından dilekçede dile getirilen husus, daha önce zamanaşımı sebebi ile icranın geri bırakılmasına dair Artova İcra Hukuk Mahkemesince verilmiş karar olmasına rağmen yeni gönderilen ödeme emrinin karara uygun olmadığıdır. Borçlu, dilekçesinde yeni gönderilen ödeme emri üzerine zamanaşımı olgusunu ileri sürmediği gibi, bahsi geçen Artova İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05.01.2011 tarih ve 2010/7 Esas, 2011/1 Karar sayılı ilamında da her ne kadar ikincil talep olarak zamanaşımı sebebi ile icranın geri bırakılması istenmiş ise de; mahkemece öncelikli talep hakkında yani, takibe konu ilam niteliğindeki belgenin ödeme emrine eklenmediği gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, borçlunun beyan ettiği gibi takibin iptali yönünde bir kararın bulunmadığı görülmektedir. Alacaklının talebi ile ödeme emrinin iptali kararı üzerine, karara uygun olarak borçluya yeni ödeme emri 20.04.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yapması gereken, açıkça zamanaşımı olgusunu dile getirmekten ibarettir. Borçlunun dava dilekçesinde hiç söz etmediği bir hususu, duruşmada açıklama adı altında ileri sürmesi HUMK.nun 75.maddesine (HMK.nın 25.maddesine) aykırıdır. O halde mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususların incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.