Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 664 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 8403 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:İİK'nun 82.maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmazla ilgili olarak mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 03.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda; şikayete konu ... ili ... ilçesinde bulunan 7 ada 118 sayılı parseldeki taşınmazın değerinin 150.000,00 TL olarak belirlendiği ve borçlunun haline münasip olduğu, 27.04.2015 tarihli ek raporda ise, borçlunun, aynı özellikteki başka meskenleri ... Mahallesi'nde 50.000- 75.000 TL'ye, ... Mahallesi'nde 45.000- 70.000 TL'ye, ... Mahallesi'nde 50.000-80.000 TL'ye alabileceğinin ve şikayete konu mahcuzun, borçlunun haline münasip olduğunun bildirildiği görülmektedir. Ne var ki sözü edilen raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun, mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte mesken edinmesi zorunlu değildir. Bu nedenle, söz konusu raporda, borçlunun haline uygun alabileceği evin değerinin net ve kesin olarak tespit edilmemesi doğru görülmemiştir.Öte yandan, mahkemece, borçlunun, ... ilinin daha mütevazi semtlerinde, ailesi ile birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip evi de 50.000 TL bedelle temin etmesinin mümkün olduğuna karar verilmiş ise de, tespit edilen 50.000 TL'nin neye göre belirlendiği açıklanmamıştır.O halde mahkemece, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi semt veya semtlerde, daha mütevazi koşullarda haline münasip evin değeri, denetime elverişli, somut veriler içeren ve açık, net ve tek rakam olarak yukarıda değinilen ilke ve kurallar gözetilerek bilirkişi raporu ile belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.