MAHKEMESİ: Bakırköy 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/08/2009NUMARASI: 2009/1134-2009/1259Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 Sayılı Kanunun 93. maddesi “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmet sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez” hükmündedir. Somut olayda (borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte) borçlu tarafından 10/11/2008 tarihli ihtiyati haciz uygulaması sırasında SSK emekli maaşının tamamının haczine muvafakat edilmiş, ilgili kurum tarafından verilen 07/01/2009 havale tarihli cevapla, Ocak 2009 tarihinden itibaren kesinti yapılacağı bildirilmiştir. Borçlu tarafından bu maaş haczinin kaldırılması yönünde 12/01/2009 tarihinde şikayete gidilmiş ve Bakırköy 4. İcra Mahkemesinin 14/01/2009 tarih ve 2009/32E.-16K. say??lı kararı ile bu haczin kaldırılması yönünde hüküm tesis edilmiştir. İİK’nun 83/a maddesine göre borçlunun hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal ve hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Anılan maddenin amacını sağlayan gerekçesinde de “…. Borçlunun hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş, yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünden feragat etmesini hükümsüz sayılacağı, zira bir malın ne derecede haczedilmez olduğunun, borçlunun ve ailesinin haczi anındaki durumlarına göre saptanabileceği ifade olunmuştur. Bu durumda, haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu, haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili bu hakkından vazgeçebilir. (HGK’nun 31/03/2004 tarih ve 2004/12-167 Esas, 2004/185 Karar) Borçlunun ihtiyati haciz sırasında vermiş olduğu muvafakatı gereği konulan haciz, yukarıda özetlenen Bakırköy 4. İcra Mahkemesi kararı gereği kaldırılmıştır. Borçlu tarafında (anılan mahkeme kararının verildiği gün) yapılan 14/01/2009 tarihli hacizden önceki 10/11/2008 tarihli muvafakatına binaen emekli maaşının 500 TL’sinin kesilmesine muvafakat ettiği görülmektedir. Şu durumda ilk hacizden sonra verilen bu ikinci muvafakat gereği yapılan haciz geçerli olup, mahkeme kararını sunan borçlu talebi üzerine icra müdürlüğünce haczin kaldırılması yönünde işlem yapılması doğru değildir. Mahkemece alacaklı vekilinin şikayetinin kabulüyle aylık 500 TL üzerinden maaş haczinin geçerli olduğu yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.