Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6539 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 19633 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/10/2010NUMARASI: 2009/2998-2010/1952Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde,limit ipoteği ve hesap katı ihtarına dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılması ve toplam 362.105,63 TL nin tahsili amacıyla, örnek 6 numaralı icra emri gönderilmesi üzerine borçluların limit aşılmak sureti ile takibin yapıldığı, kredi borçlusu şirketin kendisi olmadığını ileri sürerek ve sait itirazlarını bildirerek takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, İİK'nun 149 ve 150/ı maddesi gereğince tüm belgeler ibraz edilmeden icra emri düzenlenmesi yerinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İİK.nun 150/ı maddesine göre "hesap özetinin noter marifeti ile borçluya gönderildiğine dair noterden tasdikli bir örneği icra müdürlüğüne ibraz edildiği takdirde" borçluya icra emri tebliğ edilir. Bunun için ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi şart değildir. Bu itibarla bor??luya icra emri gönderilmesi yasaya uygun olup, aynı maddeye göre krediyi kullanan borçlunun noter marifetiyle 8 gün içinde hesap özetine itiraz ettiği ispat edildiği takdirde, krediyi kullandıran tarafın İİK.nun 68/b maddesi çerçevesinde alacağını diğer belgelerle kanıtlaması zorunludur. Somut olayda hesap kat ihtarının borçluya 20.07.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 8 günlük yasal süre içerisinde 21.07.2009 tarihinde sözü edilen ihtara itiraz ettiği mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip tarihi itibariyle alacağın miktarının tespit ettirildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporu ve ipotek limiti nazara alınarak alacağın varlığı hususunda araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilerek icra emrinin iptal edilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.