Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6537 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3541 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Kütahya İcra MahkemesiTARİHİ: 16/11/2006NUMARASI: 2006/282-323Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlar Kanunu’nun 533. maddesi hükmünce şirket namına ortaklardan biri tarafından yapılan işlem temsil hükümleri uyarınca diğerlerinin alacaklı ve borçlu kılacak niteliktedir. İki ortaklı olduğu anlaşılan adi ortaklıkta, borçlu ortaklardan herhangi birinin şirket işlemlerini idare görevi verilip verilmediği tespit edilerek Borçlar Kanunu’nun 525. maddesi uyarınca, şirket idaresi müstakilen bir ortağa verilmemiş ise, yapılan işlemlerden her iki ortağında sorumlu olacağının kabulü gerekir.B.K.nun 533. maddesinin son fıkrası kendisine idare vazifesi tahmil edilen şerikin bütün şerikleri üçüncü şahıslara karşı temsil etmek hakkını haiz sayılacağı gösterilmiştir. Bu nedenledir ki adi şirkette kendisine yetki verilen kişi şirketi temsile yetkilidir.B.K.nun 534. maddesi hükmüne göre de; adi ortaklığın iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar, mallar, haklar, ayni haklar şirket sözleşmesinde kabul edilen kurallara uygun olarak şirketin müşterek malı olur. Şerikler bu mallar üzerinde M.K. 629. maddesi gereğince iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar. Ancak iştirak halinin tek istisnası burda ortaklardan birisi payını başkasına temlik edebilir. Ancak bu paya malik olan üçüncü kişi şirketi idare etmek, denetimde bulunmak hakkına sahip olmaz.Bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler, ne var ki şirket sözleşmesinde bu kuralın aksi de kararlaştırılabilir.B.K.nun 534/3. maddesinde ise; yetkili mümessil tarafından şirket nam ve hesabına borçlanılan borçtan şeriklerin, yalnız şirketteki hisseleriyle değil bütün malları ile müteselsilen sorumlu oldukları açıklanmıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan kurallar doğrultusunda inceleme yapılarak adi ortaklık adına borcun kabulü açısından oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.