Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 638 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 20255 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Bakırköy 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/05/2010NUMARASI : 2009/1483-2010/552Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK. nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Bu işlemin yapılmamış veya usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshini gerektirir. İİK.nun 134/2. madde hükmü gereği ihalenin feshini ilgililer ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç, ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. Öte yandan, anılan Kanunun 6.fıkra hükmüne göre satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadarki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.Somut olayda, borçlu M.E vekili 16.12.2009 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru ile satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, ihaleyi 11.12.2009 tarihinde öğrendiğini ileri sürerek, 12.11.2009 tarihli ihalenin feshini istemiştir. O halde, öncelikle borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı ve dolayısı ile şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığı değerlendirilmelidir. İcra takibine konu edilen borcun kaynaklandığı kredi sözleşmesi "adiyen" düzenlendiği için, borçlunun sözleşmede yazılı adresine gönderilen evrakın tebliğ edilemediği hallerde 7201 sayılı Kanun'un 35/son maddesinin uygulanması mümkün değildir. Ancak, aynı madde hükmüne göre “... kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine...” bildirilen adreslere gönderilen tebligatın adresten ayrılındığı için yapılamaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan 35. madde uygulanarak tebligat yapılabilir. Somut olayda, icra takibinin dayanağı kredi sözleşmesi 7201 sayılı Kanun'un 35/son maddesinde öngörülen niteliği taşımadığı için mahkemenin kredi sözleşmesindeki adrese anılan maddeye göre yapılan tebligatın geçerli olduğu yönündeki gerekçesi yasaya uygun değildir. Ancak, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.” Hükmü yer almaktadır. Buna göre “.....Mahallesi .... Caddesi No:.... Güngören-İstanbul” adresine çıkarılan kıymet takdiri raporunun 09.12.2006 tarihinde borçluya bizzat tebliğ edilmiş olması karşısında, aynı adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulüne uygundur. Bu durumda, satış ilanı tebliğ işlemi usulüne uygun olduğuna ve şikayet dilekçesinde dayanılan ihalenin fesih nedenleri satış öncesi hazırlık işlemlerine dayalı olduğuna göre şikayet süresi satışın yapıldığı 12.11.2009 tarihinden başlayacağından, 16.12.2009 tarihinde yapılan ihalenin feshi istemi 7 günlük yasal süreden sonradır. Mahkemece istemin süre aşımından reddi ve İİK.nun 134/2. maddesine göre işin esasına girilmemesi nedeniyle borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerekirken borçlunun para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bakırköy 3.İcra Mahkemesi’nin 05.05.2010 tarih ve 2009/1483 esas, 2010/552 karar sayılı kararının para cezası ile ilgili (2).maddesinin tümünün silinerek karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile İİK 366 ve HUMK’nun 438.maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına mahal olmadığına, 15.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.