MAHKEMESİ: Manisa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/09/2008NUMARASI: 2008/620-2008/552Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1-2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 68.maddesinde; tellallık harcını mal ve ürünlerini satan gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, harcın sorumlusu ihalede malı satılan borçludur. Ancak, bu harç borçluya ait ise de, onun adına bu harcı yatıran alıcı daha sonra bu parayı borçludan geri alabilir. Bu durumda, alacaklının anılan harçtan sorumlu olmadığına dair Harçlar Kanunu'ndaki muafiyete ilişkin hükümler burada uygulanmaz. Açıklanan nedenlerle alacaklının tellaliye harcına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 2-Alacaklının KDV alınmasından sorumlu olmadıklarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Alacaklı banka, kredi alacağı sebebi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, alacağa mahsuben banka adına alınan taşınmazlara ilişkin olarak KDV bedelinin bankadan talep edilmemesi gerektiğini, KDV bedelinin ödenmesine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece bankanın KDV den muaf olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 1. maddesinde, “Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir.” hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun 1. maddesinin (d) bendinde “müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu” hükme bağlanmış, 15 ve 48 seri nolu Katma Değer Vergisi genel tebliğlerinin müzayede mahallinde yapılan satışları düzenleyen bölümünde ise, cebri icra, izaleyi şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi ve tasfiye nedenleriyle müzayede mahallerinde yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışların, katma değer vergisine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesi ve uygulamaya ilişkin tebliğler birlikte değerlendirildiğinde, müzayede mahallerinde yapılan aleni ve özel satışlar ile cebri satışların ticari olup olmadığına bakılmaksızın katma değer vergisine tabi olması gerekmektedir. Yüksek Mahkeme olan Danıştay’ın kararları da bu yöndedir. Uygulamada cebri icra satışlarında KDV alınmakta olup KDV Kanununda cebri icra ile ilgili özel bir düzenleme mevcut değildir. Cebri icradaki KDV alımı, Katma Değer Vergisi Kanununun 1/3-d bendi uyarınca yapılmaktadır. Yasa koyucu Katma Değer Vergisi Kanununun 11. ve sonraki maddelerinde kanunun 1. maddesine göre KDV den sorumlu olanlarla ilgili olarak, bazı hallerde muafiyete ilişkin düzenlemeler getirmiştir. Katma Değer Vergisi kanunun 17.maddesinin değişik (r) bendinde “bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin” KDV den muaf olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu durumda Danıştay kararları Yargıtay ve diğer Daire görüşlerine ve uygulamaya uygun olarak yeniden oluşturulan içtihatlarımız doğrultusunda, alacaklı banka alacağına karşılık, borçlu ve kefilinin borçları ile ilgili olarak onlara ait taşınmazları cebri icra yolu ile satın aldığı takdirde, KDV den muaftır.Somut olayımızda, alacaklı banka, kredi borcuna karşılık almış olduğu ipoteğe dayalı olarak takip başlatmış, kesinleşen takip üzerine, yapılan ihalede ipotekli taşınmazı alacağına mahsuben almıştır. Bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere alacaklı banka KDV uygulamasından muaf olacağı için, kendisinden bu konuda ödeme yapılması istenemez. Mahkemece şikayetin kabulü ile KDV alınmasına ilişkin icra memuru işleminin iptaline karar verilmesi gerekir iken aksi düşünce ile şikayetin reddi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/03/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.