MAHKEMESİ : Urla İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/06/2012NUMARASI : 2011/115-2012/54Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlu belediyenin İlçesi, mah. .. ada .. parselde ki bağımsız bölümlere haciz konulmuş olup; borçlu belediyece kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici ... İnş.Tur.Reklam Tic.Ltd Şti – ... A.Ş. Ortak girişiminin payına düşen bağımsız bölümler üzerindeki hacizlerin kaldırılması talebinde bulunulmuş, mahkemece taşınmazlara konulan hacizler kaldırılmıştır.5393 Sayılı Belediye Yasası’nın 15/son maddesine göre; belediye vergi ve resimleri ile belediyenin kamuya tahsis edilmiş ve akarı olmayan taşınır ve taşınmaz malları haczolunamaz. Ayrıca 277 Sayılı Kanun’un 1.maddesine göre 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve diğer kanunlarla belediyelere kamu hizmetini ifa etmesi için verilmekte olan paylar belediye vergi ve resmi hükmünde olup, bu paraların da haczi kabil değildir. Bu maddeye göre haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde “fiilen” kullanılması gerekli olup, kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, haczedilen taşınmazların kamu hizmetinde kullanıldığı kabul edilerek haczin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; dosya içerisindeki mevcut 19.03.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edildiğine göre kamu hizmetinde fiilen kullanıldığının kabulü mümkün değildir. Yine taşınmazların haciz tarihinde borçlu belediye adına tapuya kayıtlı olduğundan borçlu belediyenin borcundan dolayı haczedilmesinde de yasaya aykırılık yoktur.O halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.