MAHKEMESİ: Ankara 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/08/2012NUMARASI: 2012/935-2012/783Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin 13.07.2012 olarak düzeltilmesini istemiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Bir diğer anlatımla, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK.nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebliği, muhatabın nerede olduğunun bilinmediği şerhi ile ve adrese dönüp dönmeyeceği tespit edilmeden yapıldığından usulsüzdür. Ancak, her ne kadar takip usulsüz tebligat üzerine kesinleştirilmiş ise de, alacaklının talebi ile 22.07.2011 tarihinde borçlunun 1/3 hisse ile pay sahibi olduğu İstanbul ili Kadıköy ilçesi Bostancı mah. 46 parsel, 20 nolu bağımsız bölüme, 19833 yevmiye no ile haciz konulmuştur. Dosya içerisinde mevcut tapu kaydından borçlunun, üzerinde haciz bulunan taşınmazdaki hissesini, 23.08.2011 tarihinde Hüseyin Meriç isimli kişiye sattığı, buna ilişkin bilgilerin aynı gün icra müdürlüğü dosyasına bildirildiği görülmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 1020. maddesi uyarınca tapu sicili aleni olup, hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. İcra müdürü haciz işlemini yaparken, bir başka anlatımla haciz tarihinde taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Borçlu her ne kadar, 13.07.0212 tarihinde icra takibinden haberdar olduğunu belirterek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan bu tarih olarak düzeltilmesini istemekte ise de; tapu sicilinin aleniyeti ilkesi gereği 23.08.2011 tarihli satış ile haciz işlemini öğrendiği ve takipten bu tarihte haberdar olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda borçlunun 23.08.2011 tarihinden itibaren İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre geçtikten sonra 18.07.2012 tarihinde icra mahkemesine başvurmuş olması karşısında, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, esasının incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.