Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6089 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 30727 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Gaziantep 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/10/2012NUMARASI: 2012/119-2012/547Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Mahkemece, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedeli bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirtilen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisini yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda mahkemece, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tespiti yapılmadığı gibi; az yukarıda da belirtildiği üzere geniş olarak aile kavramı içine dahil edilen bu kişilerin ve borçlunun ihtiyaçlarının tespiti ile maddi ve sosyal durumuna yönelik bir araştırma yaptırılmamıştır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda borçlunun ailesi ile birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip bir evi Gaziantep'in daha mütevazı semtlerinde kaç liraya alabileceği ve haczedilen taşınmazla arasında değer farkının olup olmayacağı hususunda herhangi bir araştırma yapılmamış; yapı bedeli bilimsel verilere göre tespit edilmediği gibi arsa ve yapı bedeli afaki toplam bir bedel olarak belirtilmiş olup, inşaat mühendisi ve avukat bilirkişilerin emlak işinde uzman olup olmadığı da keşif tutanağından ve rapordan anlaşılamamıştır.Bu nedenle hükme esas alınan bu raporun yukarıdaki açıklamalara ve yasanın amacına uygun düşmediği görülmektedir. Borçlunun, haline münasip evi alabileceği değerin, konunun uzmanı bilirkişilerce yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.