MAHKEMESİ: Bakırköy 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/04/2011NUMARASI: 2011/106-2011/694Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değilse de, İİK.nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiş olması gerekir. Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir. Zira, HUMK.nun 76. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tespiti hakimin görevine giren bir konudur ( HGK.5.6.1991-1991/12- 5). Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı Kanun'un 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olaya bakıldığında, davalardan esas dava dosyası olan 2011/106 Esas sayılı davanın 03.02.2011 tarihinde açıldığı, talebin usulsüz tebliğe ilişkin olduğu, birleştirilen 2011/130 Esas sayılı dosyasının ise 27.01.2011 tarihine açıldığı, öncelikle ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün ileri sürüldüğü, kabul edilmediği taktirde, gecikmiş itirazda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Tebliğ işlemi, komşusu ... , muhatabın "işe" gittiğini beyan etmesi ve muhatap adına tebligatı almaktan imtina etmesi nedeniyle, tebligatın mahalle muhtarının imzasına teslim edilip, 2 nolu formülün kapısına yapıştırıldığı, komşusu ... haber verildiği açıklaması ile 07.01.2011 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Tebligatın yapıldığı tarihte, dosyada mevcut, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden alınan borçlunun yurda giriş çıkışını gösterir belgeden; borçlunun tebliğ işleminin yapıldığı tarihte yurt dışında olduğu ve mahalle muhtarından alınan cevabi yazıda, tebligatta muhatabın "işe" gittiğini beyan eden .. isminde komşunun bulunmadığı, beyanın gerçeğe aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda tebliğ tutanağının aksi kanıtlanmış olmakla sözü edilen tebliğ işlemi usulsüzdür.Diğer taraftan mahkemece iki dava birleştirilerek görüldüğüne göre, birleştirilen davaların birlikte incelenip karara bağlanması gerekir. Hükümde birleştirilen her dava için ayrı ayrı karar verilmesi ve hüküm fıkrasında, her dava için verilen kararın ayrı ayrı gösterilerek 2011/130 Esas sayılı dosya açısından usulsüz tebligat şikayetinin kabülüne karar verilmesi; 2011/106 Esas sayılı dava açısından ise borçlu tebliğ tarihinin düzeltilmesi için öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük şikayet süresini geçirdikten sonra başvuruda bulunduğundan mahkemece, bu dosya bakımından şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.