MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklının 7 adet bonoya istinaden borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başladığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuru da, takipte Mersin İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiği, mahkemece, takibin Bursa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına istinaden başlatıldığı ve ihtiyati haciz kararını veren yer icra dairelerinin de yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle; bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ve fakat 6102 sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.Somut olayda, takip dayanağı bonolarda tanzim yerinin ve muteriz borçlunun adresinin Mersin olduğu, ödeme emrinin de bu adreste borçluya tebliğ edildiği görülmektedir.Dairemiz, takibe dayanak olan bonoya ilişkin ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin yargı çevresindeki icra dairesinde takip yapılmasını engeller bir hüküm bulunmadığı ve bu yerde takip yapılabileceği görüşünde iken, HGK'nun 15.01.2014 tarih ve 2013/12-476 Esas - 2014/5 Karar sayılı kararı doğrultusunda Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek IİK'nun 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda IİK'nun 50. maddesi atfı ile HMK'nun genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği yönündeki görüş benimsenmiştir.O halde mahkemece İİK’nun 50. maddesi atfı ile HMK’nun yetkiye dair hükümleri nazara alınarak yetkiye itirazın kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.