MAHKEMESİ: Küçükçekmece 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/08/2009NUMARASI: 2009/278-2009/795Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu, dayanak senetteki imzaya karşı çıkmıştır. İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 68/a-3.maddesinde "Tatbike medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve attıracağı imza ile yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden icra mahkemesi, reddedilen imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir. Hakim lüzum görürse oturumun bir defadan fazla talikine meydan vermeyecek surette, bilirkişi incelemesi de yaptırabilir." hükmü düzenlenmiştir. İİK'nun 170.maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesine göre ise; "İcra mahkemesi 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir." Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK'nun 26.04.2006 tarih 2006/12-259 E, 2006/231 K. sayılı kararı). Bu konuda borçluya süre verilmek sureti ile sonuca gidilemez.Somut olayda icra mahkemesince, 28.05.2009 tarihli oturumda borçluya 150 TL bilirkişi masrafını yatırması için 20 günlük kesin süre verildiği ve daha sonra da kesin süreye uyulmadığı gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Az önce de belirtildiği üzere ispat yükü alacaklıya ait olup, imzanın borçluya ait olduğu kesin olarak kanıtlanamamıştır. Mahkemece yapılacak iş, alacaklıya bilirkişi ücretini yatırması için usulüne uygun kesin süre vermek ve oluşacak sonuca göre bir karar tesis etmekten ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Öte yandan borçlu şirketin adresi Çorlu olup, mahkemenin yetki çevresinde de bulunmadığı açıktır. Bu durumda mahkemece İİK’nun 68/a-2 maddesi uyarınca istinabe yoluyla isticvaba karar verilmesi gerekirken, borçlu şirkete ihtarlı davetiye tebliği de doğru görülmemiştir. O halde yukarıda yazılı ilkelere aykırı olan hükmün bozulmasına karar verilmelidir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.