Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5965 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 24575 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İzmir 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/11/2009NUMARASI: 2009/1039-2009/1269Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : TTK.nun 688/2.maddesi hükmü gereğince bir senedin bono sayılabilmesi için kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini ihtiva etmesi gerekir. Bu şartın anlamı, belli bir para cinsinden (mesela TL., FR., DM., vs. gibi) kesin bir rakamın verilmesi gerekliliğidir. Ödenecek para miktarı hesap olunacak şekilde ifade edilemez(Prof Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Bas. 1997/, sh. 452).Somut olayda dayanak bononun bedel kısmında "1095 ADET TÜRKİYE İŞ BANKASI FON 806" yer almakta olup, bunun muayyen bir bedel olarak kabulü mümkün değildir. Ödeme vaadinin belli bir meblağa (para borcuna) ilişkin olması lazımdır. Başka bir deyişle, bono ancak bir miktar nakit paranın ödenmesi için düzenlenebilir. Takip konusu senet bedeli "FON"olarak tespit edilmekle açıklanan kuralın dışında tutulamaz. Fonun değerinin tespiti, neye göre tahsilinin gerektiği dahi muhakemeye muhtaçtır. Bu durumda dayanak senet TTK.nun 688/2.maddesi koşullarını taşımadığı cihetle bono vasfında bulunmadığından, İİK.nun 170/a maddesi hükmü gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir.Kabule göre de; İİK.nun 169/a-6.maddesi gereğince takip durdurulmadığı halde alacaklı lehine %40 tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.