MAHKEMESİ: Ankara 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/09/2012NUMARASI: 2012/618-2012/799Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların, senedin teminat senedi olduğunu, ayrıca borçlulardan E.Y.K.’ın senette adı yer almadığından onun hakkında kambiyo takibi yapılamayacağını belirterek takibin iptaline karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibe dayanak senedin teminat niteliğinde olmadığı, kambiyo vasfının bulunduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği, kararda borçlu E. Y.K.’ın sorumluluğunun olmadığına ilişkin şikayetiyle ilgili gerekçe bulunmadığı anlaşılmaktadır.HMK'nun 297/2. maddesine göre; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.O halde mahkemece, borçlu E.Y. K.’ın bonoda isminin yer almadığından bahisle bonodan dolayı sorumluluğunun bulunmadığına ilişkin itirazı yönünden inceleme yapılmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.