Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5890 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 29392 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/06/2012NUMARASI: 2010/714-2012/520Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, haline münasip evinin haczedildiğini belirterek bu haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.İ.İ.K.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda, mahkemece yapılan keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda, şikayete konu taşınmazın ve borçlunun haline münasip ev alabileceği değerin 95.000,00 TL olarak belirlendiği görülmektedir. Ancak, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip ev alabileceği değerin bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle yukarıdaki kurallara göre tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.