Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5823 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 20252 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : Seydişehir İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/03/2011NUMARASI : 2011/7-2011/9Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun süresinde itiraz etmesi üzerine, alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, asıl alacağa yönelik itirazın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesinde;"Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." Yine "muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi" başlıklı 20. maddesinde; "13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır" hükmü yer almaktadır. Aile efradına tebligatı düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 22. maddesinde" Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ, ailesi efradından veya hizmetçi ve uşak gibi müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak muhatap namına kendisine tebligat yapılacak olan aile ferdi veya müstahdemin, muhatapla birlikte oturması şarttır. Karı, koca, hısım ve evlatlık gibi birlikte oturan kimseler aynı aile efradından sayılır." Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 26. maddesinde ise; "Bu Tüzüğün 18, 19, 20, 22, 23 ve 24. maddelerinde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memurunca durum ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ tutanağına yazılır; altı imzalattırılarak tebliğ edilecek evrak beyanı yapana verilir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar; almaktan veya imzadan kaçınırlarsa, tebliği yapan, durumu tutanağa yazar ve imzalar" düzenlemelerine yer verilmiştir. Burada Tüzüğün 26. maddesi, tebliğ memuruna, muhatapla birlikte oturan aile efradının veya müstahdemin, muhatabın geçici olarak başka yere gittiğini belirtmeleri halinde bu durumu tespit etme görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru durumu tespit etmekle kalmayıp, tespitini tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir. Somut olayda, borçluya dava dilekçesinin tebliğine dair belgenin incelenmesinde; yukarıda anılan ve açıklanan kural gereğince, tebliğ memuru tarafından, muhatabın, Tüzüğün 26. maddesine göre geçici olarak başka yerde bulunup bulunmadığı Tüzüğün 22. maddesinde belirtilen kişilerden sorulup tespit edilmeden tebliğ işleminin yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 16 ve 20. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü'nün 22 ve 26. maddeleri hükümleri yerine getirilmediğinden dava dilekçesinin tebliği işlemi usulüne uygun değildir. O halde, mahkemece, taraflara usulüne uygun tebligat yapılarak ve dolayısıyla taraf teşkili sağlanarak, işin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.