Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5494 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 23856 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: İstanbul 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/07/2009NUMARASI: 2009/527-2009/1272Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği ve borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurarak alacaklının yetkili hamil olmadığını belirttiği ve takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece (borçluya ödeme emri tebliğ ettirmek suretiyle) bu aşamada borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikâyet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Somut olayda, her ne kadar borçlular ......şikayet tarihi itibariyle ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de, alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde şikayetin reddinin gerektiğini savunması takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğu göstermektedir.O halde, mahkemece bu borçluların şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ödeme emri tebliği halinde itirazı mümkün olacağı gerekçe gösterilerek karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Diğer yandan, borçlu şirkete ödeme emrinin 05/03/2009 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 12/03/2009 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Alacaklının yetkili hamil olmadığı yönündeki şikayetin, İİK.nun 170/a maddesi atfı ile aynı kanunun 168/3 maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren beş gün içerisinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine sunulması zorunlu olup, borçlu şirketin şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken esasının incelenmesi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılmamıştır.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.