MAHKEMESİ: Eceabat İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 16/02/2011NUMARASI: 2010/2-2011/3Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak takip yapılmış; borçlu icra mahkemesine başvurusunda diğer itirazları yanında ayrıca bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını da ileri sürmüştür. Yargılama sırasında, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi'nin düzenlediği 20/10/2010 tarihli raporda, "inceleme konusu senette ...'ya atfen atılı imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal içermeyen, basit tersimli, gramalardan ibaret imzalar olmaları nedeniyle aidiyetinin bu meyanda sorulduğu üzere ...'nın eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği" bildirilmiş, üç kişilik sahtecilik ve grafoloji uzmanından oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen 26.01.2011 tarihli raporda ise, senetteki iki imzanın borçlu .... eli ürünü olduğu açıklanmış, icra mahkemesince bu ikinci raporun hükme esas alınarak imzaya itirazın reddine karar verilmiştir. Eceabat Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/105 Esas sayılı dosyasında dayanak senet hakkında sahtecilik suçundan dolayı dava açıldığı, bu dosyadan mahkemesince 3 kişilik sahtecilik uzmanından oluşan kuruldan aldırılan 06.06.2011 tarihli raporda ise, takip dayanağı senetteki imzanın keşideci borçlu ...'ya ait olmadığı yönünde kanaat belirtildiği borçlu vekilinin temyiz dilekçesine eklediği belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda aynı bono hakkında icra mahkemesi'nin 26.01.2011 tarihli raporu ile Eceabat Asliye Ceza Mahkemesi'nce aldırılan 06.06.2011 tarihli raporlar arasında çelişki oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.