MAHKEMESİ: İstanbul 14. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/07/2012NUMARASI: 2012/617-2012/791Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi borçlu şirket tarafından Üsküdar 2. Bölge Tapu Müdürlüğü’nün 04.06.1997 tarihli ve 1752 sayılı Resmi Senedi ile İstanbul İli, ........ İlçesi, ....... Mevkii, .......Pafta,........ Ada, ...... parsel numaralı “Kız Kulesi” vasıflı taşınmazda 49 yıllığına irtifak sahibi olduğu, irtifak hakkının “intifa hakkı” niteliğinde olduğu, intifa hakkının devredilemeyeceği, bu sebeple haczinin mümkün olmadığı belirtilerek haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuştur. İntifa hakkı, ona sahip olan kişinin (en çok) hayatı ile sınırlı olarak, başkasına ait bir taşınmazdan tamamıyla yararlanmak ve kullanmak hakkıdır. İntifa hakkının kazanılması ve tescilinde aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. İntifa hakkı sınırlı bir ayni haktır. Şahsi irtifak hakları grubuna girer. Bu hak, sahibine hakkın konusu şey üzerinde tam yararlanma hakkı sağlar. Ancak bunun aksi sözleşmeyle kararlaştırılabilir (MK.794). İntifa hakkı sözleşmeden ve kanundan olmak üzere ikiye ayrılır. Sözleşmeden doğan intifa hakkı, mülkiyetin ediniminde olduğu şekilde taşınmaz malın maliki veya yetkili temsilcisi ve lehine intifa hakkı tesis edilecek şahsın yetkili vekili veya temsilcisinin katılımıyla tapu sicil müdürlüğünde düzenlenecek resmi senet ile bedelli veya bedelsiz olarak tesis edilir.Üst hakkı başkasına ait bir arsanın altında veya üstünde inşaat yapmak veya mevcut inşaatı yerinde tutmak hakkını veren bir irtifak hakkıdır. Medeni Kanunun 826. maddesinde, üst hakkı süresiz veya en az otuz yıl için tesis edilmişse sürekli nitelikte sayılacağı ve bu hakkın başkasına devredilebileceği ve mirasçılara geçeceği (TST.10,30) belirtilmiştir. Buna göre, 30 yıldan az süreli üst hakkının, müstakil ve daimi hak olarak ayrı bir kütük sayfasına tescilinin mümkün olmadığı gibi, 30 yıl ve daha fazla süreli olmasına rağmen üst hakkının tesisi sırasında, üçüncü şahıslara devredilemeyeceğine, mirasçılara intikal etmeyeceğine ve ayni hak tesis edilemeyeceğine veya bu tür tasarrufların izin alınmak suretiyle yapılabileceğine yönelik kısıtlamalar getirilmesi halinde (Kamu kuruluşlarınca getirilmek istenilen kısıtlamalar dahil) üst hakkı müstakil nitelik kazanamayacağından, bu tür hak tesisi taleplerinin sadece taşınmaz malın tapu kütüğü sayfasının "İrtifak Hakları" sütununda irtifak hakkı şeklinde üst hakkı olarak tescil edilmek suretiyle karşılanması gerekmektedir.Şikayete konu taşınmaz için düzenlenen resmi senedin 4. maddesinde irtifak hakkının konusu belirlenmiş olup taşınmaz mal üzerinde özel kafeterya, dinlenme ve seyir salonu, kahvehane ve kafeterya yapılacağı belirtilmiştir. İrtifak hakkının konusu itibariyle taşınmaz üzerinde inşaat yapma hakkı tanıyan üst hakkı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Üst hakkı 49 yıllığına 30 yıldan daha fazla süreli tesis edilmekle beraber, resmi senedin 14. maddesinde borçlu şirketin Turizm Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’ndan izin almadıkça irtifak hakkını kısmen veyatamamen, üçüncü kişi veya kuruluşlara devredemeyeceği, ipotek tesis ettiremeyeceği, kurulan tesislerin işletmeciliğini kiralayamayacağı belirtilmiştir. Bu sebeple söz konusu üst hakkı taşınmazdan bağımsız nitelikte değildir. Üst hakkının tesis edildiği taşınmazın Kültür ve Tabiat Varlığı niteliğinde olduğu ve kamu malı niteliği itibariyle taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı hususu göz önüne alınarak resmi senette böyle bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu sebeplerle üst hakkının taşınmazdan bağımsız olmaması sebebiyle ayrı olarak haczi mümkün olmayıp, ancak üst hakkından elde edilen gelir haciz konusu yapılabilir.O halde, mahkemece, şikayete konu irtifak hakkı üst hakkı olarak nitelendirilip şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.