Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5452 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 25704 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Hüyük İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/05/2008NUMARASI: 2007/9-2008/6Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlar Kanununun 388/ son maddesine göre “hususi bir selahiyete haiz olmadıkça vekil dava ikame edemez, malik olamaz, tahkim edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz.” hükmü yer almaktadır. Borçlular tarafından Ö. T..’ye genel vekaletname adı altında Bir vekaletname verilmiş ise de vekaletname içeriğinde kambiyo senedi düzenlemesi için açıkça yetki verilmediğinden ticari vekil değildir. Bu durumda vekilin söz konusu senedi ticari mümessil sıfatı ile imzalayıp imzalamadığının tespiti gerekir. Borçlar Kanunu 449. maddesinde belirtilen ticari mümessil aynı kanunun 450/I maddesine göre hüsnüniyet sahibi 3. kişilere karşı vekil adına kambiyo taahüdünde bulunmak ve onun adına tasarrufları yapma selahiyetine haizdir. Yasada ticari mümessilin iyi niyetli 3. şahıslara karşı kambiyo taahhütlerinde bulunacağından söz edilmesi nedeni ticari senetlerin niteliklerinden doğmaktadır. (HGK. 30.01.1980 tarih 1979/692 esas – 1980/170 karar) Ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisi iyiniyetli 3. kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyi niyetli 3. kişileri bağlamayacağı öngörülmüştür. İbraz edilen vekaletnamenin incelenmesinde, vekaletnamedeki geniş yetkiler uyarınca vekil olan bu şahıs ticari mümessil sayılması için borçlunun ticarethane sahibi olması yanında vekaletnamenin de ticaret siciline kaydedilmesi zorunludur. İcra mahkemesince yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda dayanak senedin ticari mümessil sıfatı ile imzalanıp imzalanmadığı ve bu vekaletnamenin ticaret sicilinde kaydının bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.